Çocuklarımızın hayatları ve sorunlarıyla yoğun şekilde ilgilenirken ve zaman zaman bunların içinde kaybolurken unuttuğumuz çok önemli bir şey var: kendi çocukluğumuz! Çocuğumuz olsun ya da olmasın, bir çocukluğumuz var ve her zaman bizimle... Bugün nasıl bir yetişkin olduğumuzu, çocuklukta yaşadıklarımız ve hissettiklerimiz belirliyor. Anne rahminden itibaren biriktirdiğimiz her şeyle birlikte çocuk yetiştiriyor, çocuğumuz yoksa dahi ortak bilince aktarım yapıyoruz. Anne baba oluyoruz; öğretmenlik, komşuluk, doktorluk gibi roller üstleniyoruz. Rolümüz her ne olursa olsun durumları ve olayları bildiğimiz, gördüğümüz kadarıyla bakıp yorumluyoruz. Bildiğimizi sandıklarımızın temelinde yatan negatif kayıtlar bizi sevgi, neşe, şefkat, şifa, güç ve bilgelikten uzaklaştırıyor. Oysa hayat bildiklerimizden çok daha fazlasını barındırıyor. İşte tüm bu nedenlerle yaşamın şifası, geleceğin tasarımı, yaratıcılığın gücü ve sevginin aktarımı için çocukluğumuzun şifalanması çok değerli... Kendi kendinize; “Ben bunları neden yaşıyorum?” “Benim çocuğum neden bunları yasıyor?” “Neden ben?” “Neden benim çocuğum?” gibi sorular soruyor olabilirsiniz. Bu kitap, tüm bu soruların cevaplarını da verebilmek amacıyla yazıldı. İçimizdeki ve dışımızdaki tüm çocukların şifasına niyet ediyorum.